18 Şubat 2011 Cuma

Hayattan aldığım dersler

    Hepimiz biliriz ki acıda olsa tatlıda olsa hayat bize pek çok ders verir. Bende hayattan kendime dersler çıkardım, pek çoğunun bedeli acı olsa da...

Ders 1: Asla kimsenin (en yakının bile olsa) iyiliğini düşünme!
  En sık yaptığım hatalardan birisidir. Genellikle en yakın veya çok sevdiğim bir arkadaşım yanlış bir yolda yanlış bir insanla ilerlemektedir. Ben o insanın yanlışını hatta herkes o insanın yanlışını çok açık bir şekilde görüyordur ama bizim aptal aşığımız hebele höbele aşığım çok modunda olduğu için gözleri kör olmuştur. Bizim aşığımızın arkasından bir güzel işler çevrilir. Ben bunu duyunca koşarak aşığımıza giderim ve sevdiği insanın çevirdiği haltları bir güzel ispiyonlarım. Hayırlı arkadaş olacağım ya(!) Haber verdiğim için tepelere çıkartılırım, teşekkürler edilir. Ertesi gün bir bakmışsın aşığımız ve sevgilisi el ele, diz dize, göz göze oturuyor. Hemen senden uzaklaşmalar başlar çünkü sen acıyı söyledin karşındakine, duymak istediğini değil. Artık ne halt yerse yesin diyorum ve oluruna bırakıyorum!


Ders 2: Eski sevgilinden kalan eşyaları saklama!
  Ben hatıralara değer verdiğim için hiç bir şeyi çöpe atamam. Eski sevgilim almış olsun, dünyada en nefret ettiğim kız almış olsun, kim olursa olsun ben o hediyeyi çok severim. Çünkü o hediyeye baktığımda eski sevgilileri değil, yaşadığım anıları görürüm. Ne yazık ki yeni sevgilinizin gördüğü sadece eski sevgililerdir ve onu unutamadığımız için atamadığımız düşüncesidir. Onlara göre hatıra diye bir şey yoktur. Eski sevgilinin aldığı eşyalar vardır sadece. "Ne yani bebeğim, ayrıldığımız zaman senin bana aldığın eşyalarıda mı atacağım?" dediğiniz zaman "hayır, onları ben aldım onların özel bir yeri var tabi." diyecek kadar pişkindirler ayırca. Sevgilinizle aranız açılmasın istiyorsanız siz siz olun, eşyaları çok güvenli bir yerde ya da çöp poşetinde saklayın.


Ders 3: Annelere yalan söylenmez!
  Benim annem çok acayiptir. Belki de bütün anneler öyledir bilemiyorum. "Anneciğim ben bugün arkadaşımda kalacağım, evde otur otur içim patladı." diye yalan söyleyerek bir yere gidersem annem o gün beni mutlaka arar. Halbuki annemin ben dışarıdayken beni arama huyu yoktur. Ama "anneciğim ben bugün bara gidiyorum arkadaşlarla" dediğim zaman o gün kesinlikle aramaz. Bunun tam tersi olması gerektiğini hissediyorum çoğu zaman. Belkide anne yüreği, anne hissi dedikleri şey o olsa gerek. O yüzden annelere yalan söylenmez!


Ders 4: Kimseye özellikle arkadaşlarına cinsel tercihin hakkında yalan söyleme!
  Bunu da çok sık yaparım. Dersimi aldığım halde yinede yaparım. Ben lezbiyenim. Lakin arkadaş ortamına girdiğimde bunu söyleyemiyorum. Toplumdaki nefret oluşumu yüzünden bende "homofobi fobisi" oluştu. Üstelik annem bile bildiği halde neden, kimden çekiniyorum bilmiyorum. Dışlamış gözlerle bana bakılması, anlamsızca sorular sorulması, erkeklerin yaptığı "ben seni daha iyi tatmin ederim güzelim hohohoh" laflarından çekiniyorum sanırım. Ama sen sen ol eğer eşcinselsen arkadaşlarından bunu hiç bir zaman gizleme. Ya da bunu kabullenen arkadaşlar seç. Daha mutlu olacağına eminim:)

Ders 5: "Çok dürüstüm hep kaybettim, bu yüzden dürüstlüğümü sevmiyorum" diyen bir insana asla ama asla güvenme!
  Biriyle tanışmıştım, ilk konuşmalarımızda bana çok dürüst olduğunu bu yüzden hep kaybettiğini hiç bir şeyi gizlemediği için çevresinde kimsenin kalmadığından söz etmişti. Anlam verememiştim nasıl dürüst bir insanın çevresinde kimse kalmaz ki! Sonradan anladım. Meğer dürüstlüğümü sevmiyorum diyen insan, gerçek anlamda" dürüstlüğü sevmiyorum ben hep yalan söylüyorum o yüzden keh keh keh" diyen insanmış! Olurda biriyle tanışırsanız ve bu size çok dürüst olduğundan ve bu özelliğini sevmediğinden söz ediyorsa o insandan kaçın!

     Benim hayattan çıkardığım daha pek çok ders var. Bunlar en önemli olanlarıydı. Belki sıra diğerlerine de gelir. Nede olsa hayat tecrübelerle dolu:))


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder